Bir Eski İzmir'linin Çeşme İzlenimleri
Bu sene yıllık iznimin bir kısmını İzmir-Çeşme'de kullandım; yine bir çok önceki izinlerimde olduğu gibi.
İstanbul'da yaşayan bir İzmir'li olarak Çeşme'yle ilgili izlenimlerimi şimdiye dek hiç paylaşmadığımı farkettim ve bu yazıyı yazmaya karar verdim.
Öncelikle Çeşme denince aklıma gelen şeylerden başlayayım: Rüzgar, Deniz, Kum, Güneş ve Kumru.
Alaçatı ve Sörfler |
Asıl sakin dönem eylülde başlar, yani okullar açıldıktan sonra.
Tabi rüzgara ilave olarak sörften de bahsetmek gerekir. Alaçatı tarafı sörfçülerin varış noktası olmalıdır. Sörf için en iyi koşullar Alaçatı'dadır (rüzgar, deniz, konaklama vs. açısından)
Deniz ise anlatılmaz yaşanır. Denizin berraklığı ve kumun inceliği bence tüm Ege'de sayılıdır. Özellikle kumsalların uzunluğu ve suyun içindeki kumun da balçık olmaması (yani ayağınıza yapışmaz) deniz keyfinizi artırır.
Gelelim Kumruya: Çeşme'de Bir Hüseyin'in Kumrusu vardır, bir de Şevki'nin Kumrusu vardır ki Şevki de Hüseyin'in yanından yetişmedir. Diğerlerini bilmem. Hüseyin yanlış bilmiyorsam Çeşme-Ilıca'da ilk kumrucu büfesini açan kişidir ve hala eski yerinde hizmet verir. Şevki ise almış yürümüş bütün Çeşme'ye yayılmıştır. Hüseyin daha mütevazi şekilde şubelere sahiptir.
Şimdi biraz daha serbest çağrışımla yazmaya başlayabilirim.
Çocukluk dönemime göre Çeşme yarımadası her yönüyle çok değişmiş durumda. Artık heryere yol var. Eskiden bisikletlerle toprak yollardan düşe kalka gittiğimiz Alaçatı koyları artık ayak altı olmuş ve çeşitli "beach"ler tarafından işgal edilmiş vaziyetteler.
Betonlaşma konusunda Kuşadasının yaşadığı akibete daha uğramamış olsa da villa sayısında oldukça artış gerçekleşmiş.
Eskiden pek rağbet görmeyen Alaçatı ve Dalyanköy ve hatta Çiftlikköy tarafları çok gelişmiş. İlave olarak Çeşme limanındaki yat limanı ve etrafındaki çarşı da bir çekim merkezi yaratmış.
Burada Alaçatı'ya özel bir vurgu yapmak lazım, Alaçatı köyünü neredeyse baştan yaratmışlar. Köylünün eskiden hayvanını bağladığı ahırların şimdi pansiyon, kafe vs. olduğunu görünce ister istemez tebessüm etsem de bu duruma pek üzülecek değilim. Umarım köylüler bu değişimden maddi olarak faydalanabilmiştir.
Alaçatı - Taşev |
Alaçatı - Çarşı |
Alaçatı - Gece hayatı (boş zamanı) |
Alaçatı - Gece hayatı (Dolu zamanı) |
Ilıca Plajı - Sheraton'a bakış |
Ilıca Plajı - Sheraton'dan Bakış |
Düz deniz seviyorsanız gidebileceğiniz çeşitli yerler mevcut. İlk olarak Alaçatı tarafındaki koyları ve "beach"leri tercih edebilirsiniz. Ancak Alaçatı tarafında deniz düz olsa da sıcaklık "buz" mertebesindedir. Soğuk denizden hoşlanmıyorsanız birazdan sayacağım yerleri tercih edebilirsiniz. Ayrıca Çiftlikköy tarafını da tercih edebilirsiniz ancak orada da su buz gibidir.
Hacettepe Koyu |
(Not: Hafta sonu geldiğinde neredeyse Çeşme'deki bütün mekanlar fiyatlarını %50'ye varan oranlarda artırmaktadır...)
Bir de Ildır istikametinde gidebileceğiniz Paşalimanı vardır. Daha çok Çeşme'de yerleşik kişilere hitap eden bir yer olup kumsal yerine iskeleden derin denize girmekten hoşlananlara hitap eder.
Çeşme denince markalaşmış, simgeleşmiş bir kaç yer-kavram daha vardır. Şantiye-Altınkapı, Site Spor, Altınyunus, Dost Pide, Midye, Çerkezköy gıdapazarı, Şenturşucu, Egeçeşme sitesi, Boyalık Sitesi, Açık Hava Sineması...Bunlar eski Çeşme'lilerin-İzmir'lilerin bildiği kavramlardır ve şimdi detaylı anlatmak yerine gidip kendiniz keşfetmenizi öneririm. Belki başka bir yazıda oraları da anlatırım.
Çeşme'ye gideceklere şimdiden iyi tatiller!
Yorumlar
Yorum Gönder