Histerik Bir Sayıklama!
İlk aklıma geldiğinde çok güzel bir fikir gibiydi. Hemen kâğıda kaleme sarıldım; acaba kâğıt üzerinde nasıl gözükecek dedim kendi kendime, kendimden sakınarak yazdım yazacaklarımı ve yazarken kıskandım kendimi kendimden böyle şeyler yazdığım için ve ne vakit fark ettim hatırlayamıyorum; hatırladıklarımsa yitip gitmeyenlerdi zamanın rüzgârı karşısında. Zamanın rüzgârları şiddetlidir, yıkar geçer ve dönüp de bakmaz bile yıktıklarına ve zaten yıkılanlar da…
Kâğıt üzerinde de fena durmuyordu ilk aklıma gelmiş olan o fikir. Fikirler fikirleri kovaladı, kovalananlar bir köşeye sinip ağladı. Ağlayanlar ağlaşanlar ağrılarla kıvrananlar ve kıvrandıkça yere daha çok yaklaşanlar, yere yaklaştıkça sürünenler ve süründükçe kullanmadıkları el ve ayakları güdükleşenler ve güdükleştikçe sürüngenleşenler ve sürüngenleştikçe insanlıklarından çıkanlar ve insanlıklarından çıktıkları için ağlayanlar ağlaşanlar ağrılarla kıvrananlar…
“Şimdiye dek aklıma gelenleri kaleme almış olsaydım Nobel koleksiyonu kurmuştum çoktan, şerefsizim” demek istiyorum umarsızca ve umarsızca delirmek istiyorum. Delirmek insan olmanın halidir diye düşünüyorum çünkü delirmiş bir hayvan görüldüğünü hiç hatırlamıyorum! İnsanlarla birlikte yaşamaya başladıktan sonra çıldıran çok hayvan var ama zaten sorun insanda. İnsana yaklaşan her canlının insanın kendisi de dâhil şaftı kayıyor. Beyinde gerçekleşen nörolojik sinapslardaki atılımların yarattığı sinirsel uyarımlar neticesinde ortaya çıkan kısa devrelerin psikoloji üzerine olan etkisine bağlı olarak ego, süper ego, alter ego, manyak ego, çılgın ego, dalgın ego, hüzünlü ego, ayı ego, kıskanç ego… hey ne haber mistır Eko… Lost adasında işler nasıl? Bir kilise yapacağım diye heba ettin kendini. O kara dumanın da ta cebine koyayım… Üzme tatlı canını okşa elindeki o bastonu, artık baston mu asa mı gürz mü neyse işte onu…Deliriyorum muntazaman, muntazamlık bile delirtiyor muntazam olmayan zamanlarda…!
Kâğıt üzerinde de fena durmuyordu ilk aklıma gelmiş olan o fikir. Fikirler fikirleri kovaladı, kovalananlar bir köşeye sinip ağladı. Ağlayanlar ağlaşanlar ağrılarla kıvrananlar ve kıvrandıkça yere daha çok yaklaşanlar, yere yaklaştıkça sürünenler ve süründükçe kullanmadıkları el ve ayakları güdükleşenler ve güdükleştikçe sürüngenleşenler ve sürüngenleştikçe insanlıklarından çıkanlar ve insanlıklarından çıktıkları için ağlayanlar ağlaşanlar ağrılarla kıvrananlar…
“Şimdiye dek aklıma gelenleri kaleme almış olsaydım Nobel koleksiyonu kurmuştum çoktan, şerefsizim” demek istiyorum umarsızca ve umarsızca delirmek istiyorum. Delirmek insan olmanın halidir diye düşünüyorum çünkü delirmiş bir hayvan görüldüğünü hiç hatırlamıyorum! İnsanlarla birlikte yaşamaya başladıktan sonra çıldıran çok hayvan var ama zaten sorun insanda. İnsana yaklaşan her canlının insanın kendisi de dâhil şaftı kayıyor. Beyinde gerçekleşen nörolojik sinapslardaki atılımların yarattığı sinirsel uyarımlar neticesinde ortaya çıkan kısa devrelerin psikoloji üzerine olan etkisine bağlı olarak ego, süper ego, alter ego, manyak ego, çılgın ego, dalgın ego, hüzünlü ego, ayı ego, kıskanç ego… hey ne haber mistır Eko… Lost adasında işler nasıl? Bir kilise yapacağım diye heba ettin kendini. O kara dumanın da ta cebine koyayım… Üzme tatlı canını okşa elindeki o bastonu, artık baston mu asa mı gürz mü neyse işte onu…Deliriyorum muntazaman, muntazamlık bile delirtiyor muntazam olmayan zamanlarda…!
Yorumlar
Yorum Gönder